Selam
Dört bir yanı denizlerle çevrili, her mevsimin yaşandığı, adeta açık bir müze olan bu topraklar için Sakallı Celal’in dediği; “Bastonumu soksam yeşertecek kadar verimli bu Anadolu toprağında, üzerinde yaşayan insanların karnını doyuracak kadar ürün alamamayı başardığımız için ne kadar alkışlansak yeridir!“ dediği günümüzü ne kadar iyi anlatıyor.
Peki eksik olan nedir?
Organizasyon…
Organizasyon eksikliği.
Beceremiyoruz, bu durum kimine göre aşırı özgüven, “ben kendi savaşımı verir kendi bayrağımı taşırım” kimine göre ego; “ben en iyisiyim” duygusu, kimine göre şark kurnazlığı “ben işimi bilirim” Ama tüm bu görüşler hiçbirimizin hepimizden akıllı olmadığı gerçeğini değiştirmez.
Maalesef ki haklının değil güçlünün rağbet gördüğü bir dünyada yaşıyoruz. Ederimiz sağladığımız fayda ile doğru orantılıdır. Artık firmaların ötesinde Devletlerin ortak projeler yürüttüğü, stratejik ortaklıklar geliştirdiğine çokça şahit oluyoruz. İşte bu durum bize referans olmalıdır.
Suyun akışını ters çevirmeye gücümüz yetmez belki ama bir gazel gibi de akışına kapılmamak gerek. Her gün şartlar ağırlaşıyor ve dayatılan şartlar ile “bu iş yapılmaz artık” noktasına geliyor. Her birimiz de ayrı ayrı Don Kişot misali bu savaşı vermesi yoruyor, yıpratıyor.
Bu konuda daha önceleri atılan adımlarla yaşadığım tecrübeler ışığında söyleyebileceğim tek şey, bin defa dahi olumsuzluk yaşansa, bin biri denemek lazım. Çünkü örgütlü toplum benim inandığım bir değerdir.
Bugün için İzmirli marketçilerin ağırlığını oluşturduğu, Ege bölgesi marketçileri olarak ortaya koydukları birlikte hareket etme iradesini bu vesile ile ziyadesiyle önemsiyorum. Daha iyi bir hizmet kalitesi ve yarınlara umutla bakmak için atılan bu ilk adımlar desteklenmelidir.
Zira, sektör küresel sermaye ve işbirlikçileri ile kansere yakalanmış durumdadır. Zayiat bugün için belli katmanlarda his edilirken hiçbir kesimin buna kayıtsız kalmaması gerekmektedir. Zihniyet yayılmacıdır, yok edicidir, tekelcidir. Bu endişe sadece marketçiler tarafından değil, üretici firmalar temsilcileri, distribütör ve bayilerce de yaşanmalıdır. Çünkü tekelleşme kendi hareket alanını genişletmek için diğer alanları daraltacak hatta yok edecektir. İkinci dalgayı bu kesim yaşadıktan sonra alternatifsiz kalan sanayici üçüncü dalgada küresel sermayenin oyuncağı haline gelecektir. İşte zurnanın zırt dediği yer bundan sonra yaşanacaktır. Artık köpeksiz köyde değneksiz gezer bir halde istedikleri ürünü istedikleri fiyata, alırken de satarken de dayatmakta bir sıkıntı yaşamayacaklardır.
Geç kalınmış olsa da marketçilerin bu konuda bir yaşam belirtisi göstererek hareket göstermesi herkes adına umut vericidir. Taraflar yok olan bir sinerjinin yaşama kazandırılması ve yaratacağı fayda ile her geçen gün Perakendeciler Birliği Platformu daha iyi anlaşılacak, sahiplenilecektir. Umuyor ve diliyorum.
Sağlıcakla kalın.
Yücel Muhtar KAZAZ
16.10.2020